İnsan Ve doğa sevgisini öne çıkartan, Doğa sevgisini tüm gerçek anlam ve açıklığı ile ortaya koyan yaşan mış bir olayı; Kızıldereli Şefi SEATTLE'nin konuşmasını Sayın Prof.Dr. Recep Akdur'un çevirisi ile aşağına ilgi ve bilginize sunuyorum...
Ahmet AVCI
ŞEF SEATTLE MEKTUBU
A.B.D. Başkanı, Franklin Pierca, 1854 yılında Kızılderili kabile reislerine yazdığı bir mektupla Amerika'ya gelen beyaz göçmenleri yerleştirmek üzere toprak istemiş ve bu isteği kabul edilecek olursa, Kızılderililere rahatlıkla yaşayabilecekleri bir bölgenin ayrılacağını bildirmiştir.
Topraklarının büyük bir bölümü zaten beyazlar tarafından zorla ellerinden alınmış olan Kızılderili Reisi Seattle (1786-1866) yaptığı bir konuşma ile bu mektuba yanıt vermiş ve bu yanıt mektup olarak da A.B.D. başkanına gönderilmiştir. Mektubun aslı Amerika, Seattle, Squamish Müzesinde korunmaktadır.
Kızılderili Reisi Seattle tarafından yapılan bu konuşma / mektup zaman içinde genel kabul görmüş ve bir efsane (myth) haline gelmiştir. Çevrenin korunmasından yana olanlar, Şef Seattle’ın konuşmasından / mektubundan hareketle ya da Şef Seattle atfen, “Şef Seattle Mektubu” adı altında birçok metin üretmişlerdir. Bu metinlerden biri şimdiye dek çevre üzerine yapılmış en güzel ve en içten anlatım olarak tanımlanarak, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayımlanmıştır.
İnsan ve doğa diyalektiğini, çevre bağlamında felsefeyi ya da felsefeler arasındaki farklılığı çok yalın ve güzel bir biçimde dile getiren bu tür etinlerden yararlanılarak, tarafımdan oluşturulan ve Avrupa Birliği ve Türkiye'de Çevre Koruma Politikaları "Türkiye"nin Avrupa Birliğine Uyumu” adlı kitabımda yer verdiğim Türkçe uyarlama aşağıda verilmiştir.
Prof.Dr. Recep Akdur
Avrupa Birliği ve Türkiye'de Çevre Koruma Politikaları "Türkiye"nin Avrupa Birliğine Uyumu” ATAUM Araştırma dizisi no:23, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 2005
ŞEF SEATTLE KONUŞMASI / MEKTUBU
Washington'daki Büyük Şef, topraklarımızı almak istediği konusunda sözünü göndermiş. Büyük Şef aynı zamanda dostluk ve iyi niyet sözlerini de göndermiş.
Bu çok nazik bir hareket çünkü onun, karşılık olarak bizim dostluğumuza çok fazla ihtiyacı olmadığını biliyoruz.
Biz onun önerisini düşüneceğiz. Çünkü biliyoruz ki; eğer satmazsak beyaz adam silahlarla gelip toprağımızı zorla alabilir.
Gökyüzünü nasıl satın alabilirsiniz?
Ya da satabilirsiniz?
Ya toprakların sıcaklığını, koşan antilopların çabukluğunu.
Bu düşünce bize garip gelir ve bizler için anlamak çok güç.
Havanın taze kokusuna, suların pırıltısına sahip değilsek, bunları nasıl satabiliriz size?